8 Temmuz 2010 Perşembe

Ağlarsan Makyajın Akar

O'nu her aradığında olumsuzluklardan bahsediyordu. Bir denizin gel-gitleri gibi sürekli kadının kıyılarına vururken cümleleri,telefonu her kapattığına kıyıları yıkılıyordu kadının. Oysa adamın anlamadığı yada anlamak istemediğ tek şey kadının yüreğinin hala bir çocuk gibi olduğuydu. Küçük şeylerle mutlu olan kadın, elleriyle yaptığı mutluluğu adamın her defasında telefonunda ki sesiyle enkaza döndürüyordu. Adamla arasında ki tek ortak şey henüz elleri küçücük ama yüreği kocaman bir kız çocuğuydu. Kadının adını her telaffuz ettiğinde kendi adını unuttuğu bir kız çocuğu.

O sabah yine telefonda konuşurken kadın alışık olduğu yıkıntıyı bir kere daha yaşadı. Sağa sola bakarken sessizce gözlerinden bir iki damla yaş geldi. Hafif ıslanan gözlerine çektiği kalem akmasın diye,eline aldığı kağıt mendille yukarıya doğru bakarak makyajının akmaması için çaba gösteriyordu. Gözlerinde yaşlar silindiğinde yüreğindekiler devam ediyordu.

Ve kadın kalkıp yürürken belki de aklından şu geçmişti "Keşke yüreğimde ki yaşlarıda kağıt bir mendille kurulayabilsem.."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder